-
1 torbada keklik
де́ло в шля́пе -
2 Torbada keklik
It's in the bag -
3 torba
-
4 torba
torba Sack m; Beutel m; ANAT Hodensack m;torba kadro Planstelle f zur Besetzung bei Bedarf;ok torbası Köcher m;torba kadro Reservemittel n/pl; Reservekräfte f/pl;plastik torba Plastiktüte f;torbada keklik fam fig alles in Butter -
5 torba
1) мешо́к; то́рба; коше́ль; су́мка; сума́yol torbası — доро́жный вещево́й мешо́к; саквоя́ж
2) анат. мошо́нка◊
torbada keklik — прост. де́ло в шля́пе; всё в поря́дке◊
torbaya koymak — прост. обеспе́чить; укрепи́ть; сохрани́ть
См. также в других словарях:
torbada keklik — sf. Çantada keklik … Çağatay Osmanlı Sözlük
keklik — is., ği, hay. b. 1) Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix) Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş. R. H. Karay 2) mec. Alımlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çantada keklik — sf., ği Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan, torbada keklik Merak etme, tam tabiriyle o çantada keklik artık. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
torba — is. 1) Genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş, türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç Cüzdanı bir meşin torbaya sarmış, torbayı gömleğimin içine bağlamıştım. R. N. Güntekin 2) Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi … Çağatay Osmanlı Sözlük